Автор
Kobiden
Опубликовано
14 авг. 2012 г.
Время чтения
3 минут(-а,-ы)
Скачать
Загрузить статью
Печать
Размер текста

Farbe Tekstil, İngiltere ve Japonya'da büyüyecek

Автор
Kobiden
Опубликовано
14 авг. 2012 г.


Geçen yıl gerçekleştirdiği 20.5 milyon dolarlık ihracatla İzmir'in önde gelen hazır giyim ihracatçılarından Farbe Tekstil, kur sepetini farklı yumurtalarla doldurmak için önümüzdeki dönemde hedef pazarlar olarak Japonya ve İngiltere'yi belirledi.

Şu an ağırlıklı olarak Euro Bölgesi'ne ihracat yaptıklarını söyleyen Farbe Tekstil Sanayi ve Ticaret AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Emre Kızılgüneşler, "Dolarla satışımızı artırmak için Japonya, paund ile satışımızı artırmak için İngiltere pazarlarında büyümek istiyoruz. Parite değişimlerinden çok etkileniyoruz, bu yüzden euroyu da paund ve dolar gibi hedge etmek gerekiyor. Parite değişimlerinden çok etkileniyoruz. 2011'i 20.5 milyon dolar ihracatla kapattık. Ağırlıklı olarak penye tişört, sweet short üretimi yapıyoruz. Bayan da var ama biz özellikle erkek giyiminde çok iyiyiz. Zaten artık sadece çocuk, sadece bayan üretirim diyecek bir lüksümüz kalmadı. Her türlü ürünü yapmak gerekiyor. Türkiye içindeki rekabette de, yurt dışı ile olan rekabette de ‘ben ondan daha hızlı nasıl koşarım, nasıl daha iyi servis veririm' diye bakmamız lazım" dedi.

2011'in Farbe için çok iyi geçtiğini anlatan Kızılgüneşler, "İhracatımız TL bazında yüzde 40'a yakın arttı. Euro bazında da yüzde 25'e yakın artış oldu. İşin güzel tarafı, ilk 6 ay biz sıkıntıdayken, piyasa çok iyi gidiyordu. İkinci 6 ay biz çok iyi giderken, piyasa duruldu. 2012 hedeflerimiz de yüksek, 2012'de ciromuzu yüzde 15-20 dolayında artırmayı hedefliyoruz. Fakat ciromuz aynı kalsa bile asıl hedefimiz karlılığı artırmak. Bununla ilgili çeşitli çalışmalar yapıyoruz. 2011'de biz biraz da teknolojik altyapıya önem verdik, bu yönde yatırımlar gerçekleştirdik. Verimi artırıp, kayıpları azaltmayı hedefledik" diye konuştu.

Farbe'yi uluslararası bir marka haline getirmek istediklerini ifade eden Kızılgüneşler, "Global bir oyuncu haline gelmek istiyoruz. Türkiye'de yapılabilecek malları Türkiye'de yapıp, Türkiye'de yapılamayacak malları iş gücü maliyeti düşük olan ülkelerde yapıp, müşteriyi daha da bağımlı hale getirmek istiyoruz. Avrupa'da müşteri Türkiye dışında bir yerde üretim yaparken çok zorlanıyor. Pek çok sıkıntıyla karşılaşıyor. Teknik donanımı, alt yapısı, üretim bandı olmadığı için perakendeciler ya da sadece ticaretle uğraşanlar işin içinden çıkamıyorlar. Ama bizim teknik altyapımız olduğu için, çok daha iyi bir satın almacıyız. Üretim gücü yüksek firmalar bu kadar şeyi gördükten sonra işin kaça yapılabileceğini daha iyi değerlendiriyorlar. Biz de biraz o taraf bakmaya başladık. Sonuçta bunun katma değeri Türkiye'de kalacak. Bizim açımızdan bu bir servis ihracatı. Çok dillendirilen ve aslında konfeksiyonda Türkiye'nin gelecek dönemde yapması gereken işlerden biri bu" dedi.

Marka çöplüğü yaratılmamalı

Son 10-15 senede ihracatçı firmaların karlılık oranlarının çok düştüğünü anlatan Emre Kızılgüneşler şöyle konuştu: "Bu saatten sonra ihracatçı firmalardan marka çıkarmak zor. Halihazırda olan markaları büyütmemiz lazım. Marka çöplüğü yaratmak kimseye fayda sağlamaz. Marka olanlar Türkiye'deki bu tedarik yapısını kullanarak büyümeyi hedeflemeli. En önemli nokta bu. Uzakdoğu, Hindistan, Bangladeş markalar için çok cazip fiyatlar sunuyor olabilir. Çalışmaya da devam edecekler ancak. Biraz yumurtaları sepetlere dağıtmak lazım. Türkiye'de üretilecek malları Türkiye'de üretip, onlara da gerekli değeri verip, gerekli bedeli ödeyip, yurt dışından da daha ucuz, kar marjı daha yüksek bir kombinasyon sağlamaları lazım. Kombinasyon sağlamadıkları zaman da çok kalitesiz mallar ortaya çıkıyor. Oysa çok iyi markalar var."